ÇALIŞANINA ALTIN HEDİYE EDEN İŞVEREN İDARİ PARA CEZASINA MARUZ KALABİLİR Mİ?

ÇALIŞANINA ALTIN HEDİYE EDEN İŞVEREN İDARİ PARA CEZASINA MARUZ KALABİLİR Mİ?

Bazı işverenler yılbaşı kutlaması, ayın elemanı ödül, 50nci yıl hatırası gibi gerekçelerle işçilerine altın hediye etmekte, hediye eedilen bu altını bordrolaştırmayarak iyiniyetli bir davranışla idari para cezasına maruz kalabilmektedir. Nasıl mı?

Öncelikle sigorta primine esas tutulacak kazanç tanımını yaparak, hediye altının bu kapsama girip girmediğini ortaya koymak gerektiğini düşünüyorum.

Sigortalıların prime esas alınacak olan kazançları 5510 sayılı Kanunun 80 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin bir, iki ve üç numaralı alt bentlerinde açıklanmıştır. Buna göre; “Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıların prime esas kazançları aşağıdaki şekilde belirlenir.

 a) Prime esas kazançların hesabında; 

1) Hak edilen ücretlerin,

2) Prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaktan o ay içinde yapılan ödemelerin ve işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen tutarların, 

3) İdare veya yargı mercilerince verilen karar gereğince yukarıdaki (1) ve (2) numaralı alt bentlerde belirtilen kazançlar niteliğinde olmak üzere sigortalılara o ay içinde yapılan ödemelerin, brüt toplamı esas alınır.” denilmektedir.

Altın hediye edilmesi bu tanımlama nasıl yer bulur?Altın sigortalıya yapılan ayni bir yardım mıdır, nakdi bir yardım mıdır?

Gelin birlikte sonuca varalım…

 

Altın bedellerinin prime tabi olup olmayacakları 

Ayni yardım; yiyecek, giyinme, ısınma gibi doğrudan sigortalının ihtiyacını gidermeye yönelik para olarak değil de mal veya hizmet olarak yapılan yardımlardır. 

Sigortalısına giyim yardımı adı altında nakit ödeme yapan işverenin bu yardımı ayni yardım değil nakdi yardım olacağından sigorta primine tabi tutulması gerekmektedir.

 Ayni yardımları diğer yardımlardan ayıran bir diğer özellik de işçiye sağlanan bir menfaat olmasına karşılık bordroya dahil olmamasıdır. Dolayısıyla ayni değil nakdi olarak yapılan bir yardımın bordroda gösterilmesi prime tabi tutulmasını gerektiren bir diğer gerekçe olarak gösterilmektedir. 

Bu arada bazı işverenler yılbaşı kutlaması, ayın elemanı ödülü gibi gerekçelerle işçilerine altın hediye etmekte, hediye eedilen bu altını bordrolaştırmayarak iyiniyetli bir davranışla idari para cezasına maruz kalabilmektedir. Nasıl mı?

Altının günlük değerinin belli olması ve her an piyasasında kolayca nakde dönüştürülebileceği ve bu sayede satın alma alternatifi sağlayacağı göz önüne alındığında altın olarak yapılan ödemeler nakit yardım olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Verilen altının niteliği ister Cumhuriyet olsun ister hatıra altını olsun sonucu değiştirmemektedir.

 Hatıra altınları sosyal veya kişisel bir ihtiyacın karşılanması maksadıyla verilmemiş olmasına rağmen, hatıra altınlarının tıpkı para gibi alışverişte kullanılabilecek bir ödeme aracı olması nedeniyle, hatıra altın tutarlarının ücret ödeme bordrolarına yansıtılmış olan bedeller üzerinden ilgili ayda sigorta primine esas kazanç tutarına dahil edilmesi gerekmektedir. 

Sigortalılara hatıra altın verildiğinin tespit edildiği ancak ödeme bordrosunda gösterilmediği durumlarda altının verildiği ayın son günündeki Merkez Bankası satış fiyatı üzerinden hesaplanacak miktarının sigorta primine esas kazanç tutarına dahil edilmesi gerekmektedir. 

Bu itibarla sigortalılara işverenlerce  bayram, yılbaşı, 25 inci, 30 uncu veya 50 nci hizmet yılı gibi nedenlerle verilen altınların bedelleri sigorta primine esas kazanç olarak kabul edilerek sigorta primine tabi tutulacaktır.

Altın bedellerinin sigorta primine esas kazanca dahil edilmemesi nedeniyle eksik prim ödemesi gerçekleşmiş olacak, böylelikle işveren kayıtları geçerliliğini yitirecek dolaylı olarak idari para cezasına sebebiyet verilecektir.

Unutmayınız altın kolay dönüştürülebilir bir ödeme aracıdır. Bu nedenle ödeme tarihindeki değeri esas alınarak  ödendiği ayın prime esas kazancına dahil edilmelidir…

İlknur ŞAHAN USTA'nın Konya Postası Gazetesindeki Köşe Yazısından Alıntıdır.

Diğer Makaleler